Dün kötü bir gündü arkadaşlar…
Derin ateşliydi. Keyifsizdi. Mutsuzdu. İştahsızdı.
Sabah canı -sadece- elma istedi.
Evde yoktu.
Ablayı okuldan aldıktan sonra markete elma almaya gittik.
Giderken…
Üstelik yavaş giderken…
Bir sincap atladı arabanın önüne…
Duramadım…
Denedim… Beceremedim…
Elmayı aldık, eve geldik.
Çok ağladım.
Küçükken babamla olan yolculuklarımız aklıma geldi…
Arkada tam ortada oturup, aradaki boşluktan yola bakmaya bayılırdım.
Annemle babamın tam ortasında! En mutlu yer o, ortaydı arabada…
Elele olurlardı.
“Babam şu ne Nilüfer?” diye sorar, gökyüzünde bir uçak ya da kenarda kıyıda bir taş, kaya falan gösterirdi.
Solu gösteriyorsa sağda, sağı gösteriyorsa solda yol kenarında bir hayvanın öldüğünü bilirdim aslında… Ama babamın bu küçük oyununu oynuyor gibi yapardım. Üzülürdüm gene de…
Birşeyin üzerinden geçerdik…
“O neydi?” diye sorardı annem.
“Yılan” derdi babam…
Wuhuuuooo!
Arka cama fırlardım!
Ölmezdi, salına salına devam ederdi üzerinden geçtiğimiz yılan…
Dün böyle olmadı.
Sonra...
Eve dönerken, dün… {Böyle birşey neden beni buldu ki?} diye düşünürken, önümden bir şahin süzüldü geçti… Cevap verir gibi… Kocaman bir şahin! Bu zincirin içinde olması gereken bu, der gibi…
Gene de…
Neyse…
Bugün de keyifsizim hala sanırım…
Derin iyi.. İkisi de okulda…
Ben evdeyim... O halde; sincaplar güvende…
Off!
İçim sızladı uzuntune. bir keresinde minik bir kedicik girmişti arabanın altına hayatımda boyle korkup uzuldugumu hatırlamıyorum . o an gozlerimi kapattıgım icin goremedim ama esim sonrasında onlarca kez kedinin arabanın altından gecip kactıgını anlattı. umarım oyledir. :(
Posted by: görkem | Oct 01, 2011 at 13:22
en büyük korkularımdan biri yolda bir canlıya çarpmak. her gün ama her gün işe gidip-gelirken yolda ölmüş hayvancıklar görüyorum mahvoluyorum, bütün gün o hayvanı düşünüyorum :(
Posted by: aysegul | Sep 30, 2011 at 08:09
Ne yazsamda biliyorum ki icini cok rahatlatmiyacak, biliyorum ki senin ne kadar diger canli varliklara karsi hassas oldugunu,o kalbindeki koca sevgiyi, ne kadar istemesekte malesef hayatta oluyor istemedigimiz olaylar, ne kadar zor tahmin ediyorum. Icindeki sevgiye inandigim icin, ne kadar zorda olsa uzulmemeye calis derim, elinde olan bir sey degildi Nilufer'cim..
Sekerlerimi ve seni opuyorum, kendinize cok cok iyi bakin, bir daha boyle sey yasamaman dilegi ile.
Posted by: Merail | Sep 30, 2011 at 06:10
Nilüfer bir de şöyle düşün beton yığınları arasında yaşayan biz daha ömrümüzde sincap görmedik. İsteyerek olmadığını biliyorsun. Maalesef doğa kanunu. Belki de başka bir hayvana yem olacaktı :(
Posted by: Nilhan (küçük mucizem) | Sep 30, 2011 at 04:49
Canım çok geçmiş olsun.
Posted by: Enerji ve Huzur | Sep 30, 2011 at 00:37
Nilüfercim, biz de dün akşam benzer birşey yaşadık. Apartmanımızın bahçesinde bir kedi yavruladı 3 yavrumuz var bir süredir baktığımız. En zühtüsü dediğimiz bir siyah var, en afacan en sevdiğimiz. Dün Doğa eve geldi, servisten indi koştuk kedilere bakmaya. Bir de ne görelim. Bizim siyah minnoşumuzun gözünü paralamışlar. Gitmiş bir gözü, feci bir yara olmuş üstelik. Doğa gece uykuya dalamadı. "ya rüyama kaçarsa anne o kedi, yazık ama " diye diye uyudu. bir süre yanında kaldım sırtını kaşıdım uyudu ama bugün yine görecek onu yine üzüleceğiz. bizim kedi evde keyif çatarken onlar sokakta savaş veriyor. bu döngüyü kabullenmek kolay değil evet ama bu böyle değiştiremeyiz. Kendine ve kızlara iyi bak gerisi boş canım. öpüyorum.
Posted by: Özgür Turan | Sep 30, 2011 at 00:36
bazen oluyor böyle, hiç istemesekte. Belki kalbimizi daha diri tutmak için şarttır böyle şeyler..
Posted by: naile | Sep 29, 2011 at 23:27
hayat bazen boyle nedenler veriyor bize hatirlatmak icin kendini. kaza olmus, kasitli degil, hatan degil. malesef doga ile icice olan sehirlerde sik yasaniyor elde degil
Posted by: newskirl | Sep 29, 2011 at 16:02